24 Mayıs 2009 Pazar

Anneler oğullarıyla neden tartışırmış

Elif [Deniz'i bir an önce arabaya bindirme paniği içerisinde, otoparkta çaresizce oğlunun peşinde koşturmaktadır]: Denizciğim, we're running really late. So, please get in the car and stop fussing, OK?
Deniz [Yılgın ve çaresiz annesiyle uğraşmaya tenezzül etmek istemeyen bir bıkkınlıkla]: OK yaaa, üfff!
Elif: ..!

İki buçuk yaşına henüz yarın basacak olan oğlumun ağzından çıktı bu sözler: "OK yaaa, üfff!"

'Asabının bozuk' olduğu durumlarda 'ağzına ne gelirse' söylüyor bizimki... "OK yaaa, üfff!" gibi... Dialog Türkçe gerçekleşiyorsa "Ama sen KIZ-MA!", ingilizce konuşuyorsak "Don't get UP-SET!" gibi... Zeytin gözlerini devirerek...

Ben de ağzım açık, güleyim mi, ağlayayım mı şaşırıyorum. "Kızma!"ymış! Yok ya?! Kızdırma o zaman!

-o-

Cumhuriyet'in Hafta Sonu ekinde bir çocuk bölümü var. Cumartesileri gazeteyi elime aldığımda okuduğum ilk bölümlerden biri.

Dünkü sayısında "Annelere çocuklarıyla iyi geçinme reçetesi" vardı. Anne-kız ve anne-oğulların ayrı ayrı en çok tartıştıkları konular irdelenmiş.

Anneler oğullarıyla en çok şu konularda çatışıyormuş:
  • Odasının dağınık olması
  • Yemek yememesi
  • Kıyafetlerini kirletmesi ya da ütüsünü bozması
  • Ders çalışmaması
  • Arkadaş seçimi
  • Eve geliş gidişlerinin düzensizliği
  • Bilgisayar başında uzun saatler geçirmek
Bizim "tartıştığımız" konular ise daha çok aşağıdakiler etrafında şekilleniyor:
  • Parkta oynayan çocuğu itmesi
  • 13 yaşındaki köpeğimizin kuyruğunu çekmesi
  • Avazı çıktığı kadar bağırması
  • Yapma dendiğinde yap-i-cam diye diretmesi
Yandığımızın resmidir. Daha üç yaşına varmadan böyle bir liste yaptırıyorsa bana bu velet, 13 yaşına geldiğinde herhalde saçımı başımı yoluyor olurum.

Ama... Eğer, dün geceki gibi, sabaha karşı üçte üstünü örttüğüm için bana uykusunun arasında meleklerinkini andıran bir gülümsemeyle teşekkür ederse bütün sinirimi de unuturum.

---

Kaynak: 23 Mayıs 2009 tarihli Cumhuriyet Gazetesi

1 yorum: