Deniz [Yılgın ve çaresiz annesiyle uğraşmaya tenezzül etmek istemeyen bir bıkkınlıkla]: OK yaaa, üfff!
Elif: ..!
İki buçuk yaşına henüz yarın basacak olan oğlumun ağzından çıktı bu sözler: "OK yaaa, üfff!"
'Asabının bozuk' olduğu durumlarda 'ağzına ne gelirse' söylüyor bizimki... "OK yaaa, üfff!" gibi... Dialog Türkçe gerçekleşiyorsa "Ama sen KIZ-MA!", ingilizce konuşuyorsak "Don't get UP-SET!" gibi... Zeytin gözlerini devirerek...
Ben de ağzım açık, güleyim mi, ağlayayım mı şaşırıyorum. "Kızma!"ymış! Yok ya?! Kızdırma o zaman!
-o-
Cumhuriyet'in Hafta Sonu ekinde bir çocuk bölümü var. Cumartesileri gazeteyi elime aldığımda okuduğum ilk bölümlerden biri.
Dünkü sayısında "Annelere çocuklarıyla iyi geçinme reçetesi" vardı. Anne-kız ve anne-oğulların ayrı ayrı en çok tartıştıkları konular irdelenmiş.
Anneler oğullarıyla en çok şu konularda çatışıyormuş:
- Odasının dağınık olması
- Yemek yememesi
- Kıyafetlerini kirletmesi ya da ütüsünü bozması
- Ders çalışmaması
- Arkadaş seçimi
- Eve geliş gidişlerinin düzensizliği
- Bilgisayar başında uzun saatler geçirmek
- Parkta oynayan çocuğu itmesi
- 13 yaşındaki köpeğimizin kuyruğunu çekmesi
- Avazı çıktığı kadar bağırması
- Yapma dendiğinde yap-i-cam diye diretmesi
Ama... Eğer, dün geceki gibi, sabaha karşı üçte üstünü örttüğüm için bana uykusunun arasında meleklerinkini andıran bir gülümsemeyle teşekkür ederse bütün sinirimi de unuturum.
---
Kaynak: 23 Mayıs 2009 tarihli Cumhuriyet Gazetesi
Yirim onu yirim!
YanıtlaSil- Uygar