29 Nisan 2009 Çarşamba

Hikaye Okuma Saatleri

Bu Hikaye Okuma Saati işine kafayı fena taktım.

Deniz'e 3 aylık olduğundan beri kitap okuyorum. O miniminicik haliyle kucağıma oturtup elime de kitabı aldığında tabii ki hiçbir şey anlamamıştı. Ama ben yine de okudum, uyku öncesi ritüeline çevirdim ve oğlumun ikinci kelimesi "pitap" oldu. (İlki "kaaga" idi).

Amerika'da yaşayan, çok sevdiğim, annelik stilini çok beğendiğim ve kendime yakın bulduğum bir arkadaşım var. Kızını haftada en az bir kere devlet kütüphanesindeki 'hikaye okuma saatleri'ne götürürdü. Prenses'in (ben kendisine öyle sesleniyorum) bir ara en sevdiği aktivitenin bu olduğunu söylemişti arkadaşım. Zaten kütüphanedeki kitapların herhalde yarısı evlerindeydi. O kadar güzel bir sistem geliştirmişler ki... Her gittiğinde yanlış hatırlamıyorsam yaklaşık 8 tane kitap alabiliyor. Onları geri verdiğinde yenisini alıyor. O kadar sevilen ve yaygın bir etkinlik ki bu hikaye okuma saati, değişik temalıları bile oluyor, pijama saati gibi mesela...

İçim gitti. "Hala Amerika'da yaşıyor olsaydık Deniz de bundan faydalanabilirdi" düşüncesiyle Kadıköy Çocuk Kütüphanesi'ni aradım. Aldığım cevap bir masalcı teyzenin olduğu, ancak düzenli olarak gelmediği, zaten de fazla bir talep olmadığı yönündeydi. Okul öncesi çocuklarına yönelik çok fazla kitaplarının da olmadığını söylediler.

Sırf bu amaçla çocuklar için kitabevi açmayı düşündüm. (You've Got Mail'i biraz fazla seyrettim galiba!) O sıralar yaşadığımız Feneryolu'ndaki apartmanın karşısında bir dükkan boşalıyordu. Doğan'a "Hadi tutalım, çocuk kitapçısı yapalım!" dedim. "Aşkım, bence çok güzel bir fikir, ve fakat D&R'lar seni bir lokmada yer" dedi. Ben de hüsranla bu hayalimden vazgeçerek yenilgiyi kabul ettim ve kendimi (ve Deniz'i) fırsat buldukça Kanyon'daki D&R'ın çocuk bölümüne attım.

Sonra... Sonra Mohini'de bir Tırtıl Kitabevi açıldı. Bir de gittim ki -- benim kitapçım! Hayalimde düşündüğüm yeri (biraz daha romantikti ve nostaljikti benim hayalimde tasarladığım) birisi düşünmekle kalmamış, üstelik de D&R'lardan korkmamış, kalkıp hayata geçirmiş. Bana da içimdeki hasedi bir kenara bırakıp bu güzel fikri buradan paylaşmak düştü.

Salı günleri saat 5'te İngilizce Kitap Okuma saati yapıyorlar. Şimdiye kadar iki kere gittik. İlki oldukça keyifliydi. Ancak ikincisinde tek katılmcı bizdik! Havanın güzel olması da insanları kapalı mekana gelmekten alıkoymuştu sanırım.

Umarım böyle yerler giderek artar. Bence D&R'lar da Amerika'daki Barnes & Noble misali bu hikaye okuma saati işine girmeli. Çocukların ayağı kitapçıya alışır.

Ben de işin Kemerburgaz ayağını üstlenip, buradaki kitapçılara "Bakın kardeşim, ben gelip haftada bir çocuklara kitap okumak istiyorum, var mısınız?" demeyi düşünüyorum. Bakalım...

2 yorum:

  1. blog acman cok harika olmus elif. yazilarini merakla bekleyip okuyacagim ben. kutuphaneler konusunda cok haklisin. biz sonuna kadar kullaniyoruz bu imkani. belki anneler arasi kitap degisim klubu gibi birsey kurabilirsin.

    YanıtlaSil
  2. Tesekkur ederim Terken! Tavsiyen de harika. Burada oldukça kalabalık bir oyun grubumuz var, sanırım ilginenen çıkar böyle bir klüple...

    YanıtlaSil